Ölümsüz aşkları, tarumar eden savaşları, gerçek yiğitlikleri, yıkımları ve hepsini üst üste koysanız, varacağı tek yeri, Kürt toplumunu, en özgün bir dille anlatan antik Kürt müziğinin, yani ulusal müziğimizin kökleri olan ve ‘dengbêj’ler sayesinde günümüze kadar gelen halk müziğimizin en fazla korunduğu ve 20. yüzyılda kayıt altına alındığı yerlerden birisinin Kafkasya bölgesi olduğunu artık az çok biliyoruz.
Ve üstün bir çaba gerektiren bu işin de ağırlıklı Ermenistan, Gürcistan ve bir yere kadar da Azerbaycan’da yaşayan Kürtler, özellikle de Êzidî Kürtler tarafından başarıldığını da artık biliyoruz. Ve geçen yüzyılda bu çabanın en çok da Kürt edebiyatı ve müziği alanlarında yoğunlaştığını, bu çalışmaların belli Kürt ailelerin eliyle yürütülmüş olduğunu ve tüm imkansızlıklara ve ‘ikinci büyük dağılma’ya rağmen, hala yürütülmeye çalışıldığını da.
Aktardıklarının sadece birkaçının peşine düşsek bile, müzikte ve edebiyatta yığınla önemli eser çıkarabileceğimiz birçok şahsiyet var anlattığımız bu bereketli coğrafyada, Kafkasya’da ve tüm Rusya’da. Büyük kültür emekçisi Heciyê Cindî ile tarihteki ilk Kürt radyo spikeri eşi Zeyneva Îvo’nun kızı, geçen hafta anlattığım Firîda Hecî Cewarî’yle, Firîca Cewarî, Zîna Hecî Cewarî ile Naza Hecî Cewarî’nin kızkardeşi ve yazar ve şair Tosinê Reşîd’in eşi Nûra Cewarî de yaşamını Kürt müziğini kayıt altına almaya, onu ölmekten ve unutulmaktan kurtarmaya ve üstünde araştırmalar yapmaya adayanlardan.
Doktor Nûra Cewarî. Halkbilimci ve müzikolog. 1941 yılında, Ermenistan’ın başkenti Erivan’da dünyaya geldi. İlk ve ortaokulu 1948-1956 yılları arasında, Erivan’da, H. Hagopyan Ermeni okulunda okudu. Özellikle babası Heciyê Cindî’den kaynaklı olarak, doğduğu ev tam bir edebiyat ve müzik yuvasıydı. Bu ortam onu etkilemiş olacak ki, 1956-1960 yılları arasında R. Melikyan Müzik Koleji’nde, M. Çağmağsazyan adlı hocasından piyano eğitimi aldı, ardından 6 yıl Erivan’daki Komitas Konservatuar’da, önce piyano, daha sonra müzik teorisi bölümünde öğrenim gördü.
Elegez Dağ’ındaki ‘Pampa Kurdan’ (Sîpan) köyünde bulunan ve yaz tatillerinde ailesiyle geldiği yazlıklarında, orijinal Kürt müziğini, ‘dengbêj’leri, Kürt müziği enstrümanlarını ve engin Kürt folklorünü tanıdı ve tüm yaşamını buna hasretmeye o zamanlar karar verdi. Bu işe halay şarkılarını notaya çekmekle başladı ki bunların tümü daha sonraki yıllarda birer birer kitaplaşıp zamanla değerli kaynaklar haline geldiler. İlk kitabı da 1960 yılında ‘Kilamên Cimaeta Kurdan ên Govendê’ adıyla Ermenistan Devlet Yayınevi tarafından basıldı. Bu kitabının çıkışı, tüm hayatları kitap olan aileside büyük bir sevinç yarattı.
Nûra Cewarî’nin hayatında unutamadığı iki anısından ilki, müzik kolejini bitirdiği yıl Ermenistan Filarmoni Sarayı’nda katıldığı konserdir. Nûrê, bir öğrenci olarak bu konsere katılıp Ermeni bestekar Edvard Bagdasaryan’ın piyano için yazdığı iki eseri yorumlamıştır. İkincisiyse, 1960 yılının baharında, ‘Spartak’ ve Kürt müziğinin de kullanıldığı ‘Gayan’ adlı ünlü balelerin yaratıcısı, büyük Ermeni bestekar Aram Haçaturyan’la tanışmasıdır. Nûrê, Erivan’a ‘Spartak’ın prömiyeri için gelen Haçaturyan’a ilk kitabını hediye etmiş, Haçaturyan da ona imzalı fotoğrafını hediye etmiştir.
Nûra Cewarî, konservatuarda Prof. Robert Atayan, Prof. Gayane Çebotaryan ve Georgi Budagyan gibi işlerinin ehli hocalardan ders alırken, 1964’te halay şarkılarından oluşan ikinci kitabını yayınlattı. 1966’da konservatuarı ‘Kürt Halk Şarkıları’ teziyle başarıyla bitirdi. Ama daha öncesinde, 1964 ve 1965’te, ‘Komitas ve Kürt Müziği’ adlı bilimsel makalesinden û Kürt müziği üstüne yayınlanmış iki kitabından dolayı, konservatuardan iki ödül aldı. Bu arada da, 20. yüzyılda oradaki Kürtlerden hemen hemen herkesin yolunun düştüğü Erivan Kürt Radyosu’nda, 1965-1967 yıllarında, Müzik Bölümü’nün başkanlığını yaptı. Bu radyo yılları sayesinde Kürt müziğini ve onun yaratıcılarını daha yakından inceleme ve anlama fırsatına kavuştu. Buradaki tecrübesi, doktorasında ve sonraki çalışmalarından çok işine yaradı. Ayrıca, konservatuar yıllarında Kürt folklorundan devşirdiği ve piyano için yeniden yazıp yorumladığı birkaç eseri, hala radyo arşivindedir ve hala arasıra yayınlanmaktadır. Gene, 1966-1967’de, T. Çuhacıyan Müzik Okulu’nda müzik teorisi dersleri verdi.
Bir şansı daha oldu Nûra Cewarî’nin bu kısa radyo yıllarında: Xelîl Mûradov ve Casimê Celîl gibi iki efsanevi radyocuyu ve o zamanlar Suriye’den yeni gelmiş Aramê Dîkran, Serhat-Bayîzd sürgünü Seyadê Şamê, Sûsika Simo, Garapêtê Xaço ve Mihemedê Mûsa gibi büyük sanatçılarla tanıştı.
Nûra Cewarî, konservatuardan sonra Ermenistan Bilimler Akademisi Sanat Enstitüsü’ne 1967 yılında doktora için kabul edildi. 1971’de, ‘Kürt Halk Şarkıları Sanatı’ başlıklı teziyle doktorasını aldı. Bu zamandan 1993’e kadar, ikinci evi haline gelen bu enstitüde araştırmacı olarak çalıştı, buradaki çalışmaları ve kurumdaki ekiple olan dayanışma sayesinde Kürt müziği hakkında birçok araştırma ve derleme yaptı. 1976’da, Sovyet Bestekarlar Birliği ve Ermenistan Bestekarlar Birliği üyesi oldu. 1977’deyse, bu kurumda başaraştırman olarak çalıştı. Bu yıllarda, Erivan ve Petersburg’da, Kürtçe, Ermenice ve Rusça bilimsel makaleleri yayınlandı, Erivan ve Moskova’da bilimsel konferans ve seminerlere çağrıldı.
1987-1990 yılları arasında Erivan Devlet Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde, ‘Zozan’ adlı müzik, dans ve etnografya grubuna eşi Tosinê Reşîd’le birlikte başkanlık yapan, 1990-1992 yılları arasında, Özel D. Anhağte Üniversitesi’nde Kürt müziği dersleri veren Nûra Cewarî, Karabağ Savaşı’ndan ve yaşanan ekonomik ve sosyal çöküşten dolayı, ailesiyle birlikte ülkesini terk edip Avustralya’ya yerleşti. Nûra Cewarî, burada Victoria Diller Okulu’nda 1996-1998’de Kürt dili dersleri verdi, Kürt müziği üstünde yazdığı makale ve kitaplarına devam etti.
Kürt müziği üstüne yazdığı ve yayınlattığı birçok eserin sahibi olan Nûra Cewarî, önemli bir yazar olan eşi Tosinê Reşîd, müzikolog olan büyük kızı Zozan ve siyasetbilim dalında okutman olan küçük kızı Aza’yla Avustralya Melbourne’de yaşamaktadır.
Kawa Nemir